Bolu’daki Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de çıkan yangın, ne yazık ki ülkemizde sıkça karşılaştığımız bir trajediyi bir kez daha gözler önüne serdi: Güvenlik zaafiyetleri. 76 kişinin hayatını kaybetmesine, onlarca kişinin yaralanmasına yol açan bu felaket, sadece yangın anında yaşananları değil, aynı zamanda yıllarca süregelen ihmal ve eksiklikleri de ifşa etti.
Her yıl on binlerce turistin ağırlandığı büyük otellerin güvenlik önlemleri konusunda daha dikkatli olması gerektiği tartışmasız bir gerçektir. Ancak Kartalkaya’daki yangın, ne yazık ki bu önlemlerin ne kadar yetersiz olduğunu gösterdi. Yangın güvenlik sistemlerinin temel unsurlarından biri olan yangın dedektörleri ve otomatik yangın söndürme sistemlerinin olmaması, otelde yaşanan felaketi büyüten en önemli sebeplerden biriydi. Düşünün ki, büyük bir otelde, yangın sırasında anons yapacak bir sistem bile devreye girmedi. Yangın dedektörlerinin çalışmaması, olayın erken fark edilmemesine, dolayısıyla panik ve kaosa yol açtı. Bu basit ama hayati önlemlerin eksikliği, oteldeki insanların zamanında tahliye edilmesini engelledi ve 76 kişinin ölümüne neden oldu.
Böylesine büyük bir felaketin yaşanmasındaki en büyük etkenlerden biri, sadece bu güvenlik sistemlerinin eksikliği değil, aynı zamanda sektördeki genel güvenlik kültürünün zayıf olmasıdır. Türkiye'deki birçok otel, restoran ve eğlence merkezi, maliyetleri düşürmek adına güvenlik önlemlerini ikinci plana atıyor. Oysa bu tür önlemler, yalnızca bir işletmenin değil, tüm toplumun sorumluluğudur. Otellerde, işyerlerinde ve kamusal alanlarda güvenlik sistemlerinin yetersizliği, her yıl yüzlerce, belki de binlerce cana mal oluyor.
Kartalkaya’daki yangın, "ucuz ölümler" dediğimiz trajedilerin ne kadar kolay gerçekleşebileceğini, basit bir eksikliğin bile büyük bir faciaya yol açabileceğini bir kez daha gösterdi. Yangın dedektörlerinin ve otomatik yangın söndürme sistemlerinin olmaması, denetimsizlik ve eğitimsizlik gibi sorunlarla birleşince, maalesef sonuçlar çok ağır oldu. Bu tür felaketlerin yaşanmaması için, sadece yasal düzenlemelerin artırılması yeterli değil. Güvenlik kültürünün köklü bir şekilde değişmesi, her alanda güvenlik önlemlerinin öncelik haline getirilmesi gerekiyor. Çünkü canlar, ucuz ölümlerle fiyatlandırılmamalıdır.
Sonuç olarak, Kartalkaya'daki yangın, ülkemizdeki güvenlik zaafiyetlerinin acı bir hatırlatıcısıdır. Her alanda güvenlik önlemleri bir zorunluluk haline gelmeli, denetimler sıkılaştırılmalı ve insan hayatına saygı duyan bir kültür inşa edilmelidir. Ancak o zaman, "ucuz ölümler" yerine, insanların güvenli bir şekilde hayatlarını sürdürebileceği bir toplum yaratabiliriz.