Veli Beysülen


Türkiye Yine Zirvede!

.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 16 Ağustos’ta sosyal medya platformu X (Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda “Temmuz’da geçici etki kaynaklı yüksek gerçekleşen aylık enflasyon, yıl sonu beklentisine sınırlı artışa yol açsa da 12 ay sonrası enflasyon beklentisine sınırlı artışa yol açsa da 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 28,7’ye gerilerken, 24 ay sonrası yüzde 19,3 oldu. Yıllık enflasyonun Ağustos’ta da belirgin şekilde gerilemesini ve yılın kalan döneminde düşüşe devam etmesini bekliyoruz” dedi. Bu açıklamada ki rakamların, hepsi gerçekleşen değil beklenti. Peki kimin beklentisi, 22 yıldır ülkeyi yöneten ve açıkladığı hiçbir hedefi ve beklentisi tutmamış iktidarın Hazine ve Maliye Bakanının beklentisi. Şimdi bakan beye sorulacak soru şu: Sayın bakan siz sürekli enflasyon üreten bu ekonomik enkazı kimden devraldınız? Bu vahim tablonun sorumlusu olan ve 22 yıldır açıkladığı hiçbir hedef ve beklentisi tutmamış bir iktidarın mensubu olarak, siz nasıl hayal satmaya devam edebiliyorsunuz? Yürütmeye çalıştığın sıkı para politikası ülke de üretimi kısıyor ve işsizlik üretiyor. Siz hangi düşüşten bahsediyorsunuz?

Evet, Şimşek müteaddit defalar yaptığı açıklamalarda izleyecekleri, sıkı para ve sıkı maliye politikaları ile enflasyonu 2026 yılı sonunda tek haneye düşürmeyi hedeflediklerini vurguluyor. Kuşku yok ki, Şimşek’in söylediği temenniden ibarettir. Zira piyasada enflasyonun düştüğüne veya düşeceğine dair emareler yok.  Dolayısıyla Şimşek’in söyledikleri gerçekleşmeyecek ancak onlar TÜİK Marifetiyle gerçekleşti gösterecekler. Zira AKP iktidarının, 22 yıldır, ülkeyi uçuracağına dair hedefler belirleyip, temenniler açıklayan, ancak hedefleri gerçekleşmeyen bir iktidar olduğunu artık hepimiz biliyoruz.

Halbuki sıkı para ve sıkı maliye politikasının uygulanması ile Faiz oranları artacak ve aylık geliri yetmediği için kredi kartı kullanan veya bankadan tüketici kredisi çeken, başta emekliler ile asgari ücretliler olmak üzere, halkın dar gelirli emekçi kesimleri daha fazla faiz ödemek zorunda kalacak. Bir başka deyişle şimdiye kadar, borcu borçla çevirerek, bir şekilde idare eden ve hayatını idame ettiren insanlar, artık bu olanaktan da yoksun kalacaklar. Böylece geliri, günlük hayatını idame ettirecek, zaruri ihtiyaçlarını karşılamaya bile yetmeyen bu insanlar, giderlerini kısarak, zaruri ihtiyaçlarının temininden bile vazgeçecekler. Kısacası toplumun emekçi büyük çoğunluğu için hayat daha da yaşanmaz hale gelecek. Kuşkusuz sıkı para politikasından dolayı, dar ve sabit gelirli emekli ve emekçilerin yanı sıra ürettiğini maliyetinin altında elden çıkarmak zorunda kalan çiftçi ile işleri düşecek olan küçük esnaf da olumsuz etkilenecektir. Tüm bunlar ekonominin yavaşlamasına ve işsizliğin artmasına neden olacaktır.

Ne diyor Bakan Bey, 2026 sonunda enflasyon tek haneli rakama düşecek. Aslında bakan bize; sizin 2026 yılı sonuna kadar enflasyon altında ezilmenizin bizim için bir önemi yok diyor. Nasıl olsa 2028 ortalarına kadar seçim olmayacak, dolayısıyla biz 2026 sonunu hedefledik, olmazsa birkaç ay sarkabilir. Yani bakan biz ne zaman istersek o zaman enflasyon tek haneli rakama iner. Piyasada inmese de biz rakam oyunu ile inmiş gösteririz diyor. Gerek partili Cumhurbaşkanı gerekse Bakan şimşek, her konuşmalarında biraz daha sabredin, bu ay, gelecek ay, üç ay, altı ay daha sabredin enflasyon düşecek diyerek halktan sabır bekliyorlar. Şimdide biraz daha sabredin şunun şuasında 2026’ya ne kaldı ki demeye başladılar.

Öte yandan Mehmet Şimşek’in uyguladığı politikanın diğer ayağında Sıkı maliye politikası var. Bu politikanın hedefi: vatandaştan devlete daha fazla nakit para aktarmanın tedbirlerini almaktır. Bunun için vergi oranları artırılır, ek vergiler getirilir, mevcut vergiler yıl içinde ikinci hatta üçüncü kez toplanır. Kamuda tasarruf diye kamu emekçilerinin haklarında kısıtlamalara gidilir. Kamu yatırımlarında kısıtlamaya gidilerek, halkın yararlanacağı hizmetler verilmez ve işsizliğin azaltılmasına hizmet edecek kamu istihdamı daraltılır. Ama asla lüks ve şatafattan taviz verilmez. Öyle ya “İtibardan Tasarruf olmaz.” Kısacası sıkı para politikası da sıkı maliye politikası da emeğiyle yaşayanların kayıpları üzerine kurgulanmış politikalardır.

Bakan Şimşek, 2026 sonunda enflasyonun tek haneliye düşeceğini söylese de gerek ulusal gerekse uluslararası kuruluşların açıkladıkları raporlar, buna dair ipuçları vermiyor. Türkiye uzun süredir, uluslararası alanda birçok veride son sıralarda yer alıyor. Özellikle Avrupa Birliği istatistik ofisi Eurostat ile Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Teşkilatının (OECD) raporları, Türkiye açısından hiçte iç açıcı değil. Nitekim OECD’nin geçen hafta basına düşen bir raporu, Türkiye’nin Enerji enflasyonunda dünya da lider olduğunu ortaya koyuyor.

Evet, OECD’nin Haziran 2024 verilerine göre Türkiye, yüzde 89,8'le enerji enflasyonunda dünya lideri oldu. Üstelik uzmanlar, Türkiye’de enerji enflasyonun artmaya devam edeceğini belirtiyorlar. Enerji enflasyonunda %89,8 ile ilk sırada yer alan Türkiye'yi %18,3 ile Kolombiya, %15,1 ile Belçika takip etti. Buna göre Türkiye’nin enerji enflasyonu en yakın takipçisinin yaklaşık 5 katı. Uzmanlar enerji enflasyonunun artmaya devam edeceğini açıkladıklarına göre, enflasyon nasıl düşüyor olabilir?

Halbuki OECD’nin açıkladığı tabloya bakıldığın da 38 OECD ülkesinin 16'sında enerji endeksi bir önceki yıla göre azalmış. Buna göre Birleşik Krallıkta endeks yüzde 16,1, İsveç’te yüzde 12,8, Litvanya ve Norveç’te ise yüzde 10,7’lik bir düşüş söz konusu." Rusya Ukrayna arasında devam eden savaş nedeniyle, doğalgaz temininde sıkıntı yaşayan Avrupa ülkelerinde enerji enflasyonu düşerken, Türkiye’de bu kadar yüksek seyretmesi, ülkenin bilinenden çok daha fazla ekonomik çöküş yaşadığının kanıtıdır.

Öte yandan enerji enflasyonu, enerji ürünlerinin fiyatlarına yapılan zamlarla sınırlı değil. Bu zamların toplam maliyeti çok daha fazla. Zira sanayiden tarıma, hizmet sektöründen aydınlanmaya ve ısınmaya birçok alanda, temel üretim girdisi olan enerji ürünleri fiyatlarının artması, diğer tüm ürünlerin fiyatlarının artması demektir. Dolayısıyla, 1 Temmuz itibariyle elektriğe %38, 1 Ağustos itibariyle de doğalgaza %38 zam gelmesinin, önümüzde ki aylarda piyasa da etkisi devam edecek ve tüm ürünlerin fiyatları artacaktır. Kaldı ki %38’lik elektrik zammının nedeni, dağıtım şirketlerinin hükümet üzerinde kurdukları baskıdır. Ülkenin dört bir yanından vatandaşlar elektrik kesintilerinden dolayı isyan noktasına gelmişken, dağıtım şirketlerinin talepleri karşısında duramayan hükümet, %38 zamla elektrik dağıtım şirketlerine önemli miktarda kaynak aktarmaktadır.

Öte yandan, başta benzin ve mazot akaryakıt ürünlerinin fiyatlarında son bir yıl içinde yaklaşık %50 arttı. Zira akaryakıtta vergi yükü her geçen gün artıyor. Nitekim 2022 yılında bir litre benzinde vergi yükü %25 iken, bu rakam Temmuz 2023’te %33’e, 2024 temmuz ayında ise yüzde 41,7’ye çıkmış durumda. Yani akaryakıt fiyatlarındaki artışın önemli bir kısmı vergilerden kaynaklanmaktadır. Tüm bunlar, önümüzdeki aylarda da dünyanın tersine Türkiye’de enerji enflasyonunun artacağını göstermektedir.

Görüldüğü gibi, Türkiye’de enflasyon kısa vadede düşmeyecek. Bu şartlarda bakanın hedef olarak açıkladığı tek haneli rakama düşmesi, mümkün gözükmüyor. Mucize olur mu? bilmem. Kaldı ki bu işin mucize ile ilgisi yok. 22 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarının hedeflerinin tamamının altının boş olduğunu yaşayarak gördük. Ayine iştir kişinin lafa bakılmaz. Zira 2023 yılında ülke olarak uçacağımız söylenmişti. Maalesef ülkenin yönü aşağıya doğru ve ters yönde giden tren uçurumun tam kenarına gelmiş bulunuyor. Anlaşılan halk olarak, biz dinlemekten bıkmadığımız ve uyumaya devam ettiğimiz sürece, iktidar masal anlatmaya devam edecek. iyi dinlemeler!
 

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.