Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Köyü'nde 21 Ağustos'ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne dair dava, karara bağlandı. Sanıklardan birine verilen ceza bir kez daha adaletin sorgulanmasına yol açtı.
Narin'in ölümüne ilişkin yapılan soruşturma sonucunda, amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran, "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldılar.
Fakat cinayetin en karanlık kısmı, cesedin bulunduğu yerin ötesinde gizli kalmaya devam etti.
Cinayete karışanlardan biri, Nevzat Bahtiyar’a verilen ceza, davanın tüm adaletine dair önemli bir soru işareti bırakıyor. Nevzat Bahtiyar, suç delillerini yok etmekten suçlu bulunarak 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 8 yaşındaki bir çocuğun katilinin, cenazeye işkence yaparak ve delilleri yok ederek cinayeti daha da tüyler ürpertici hale getiren bir kişi için verilen bu ceza, adaletin temel ilkelerine ne kadar uzak bir yaklaşım sergilendiğini gözler önüne seriyor.
Bahtiyar’ın suçuna bakıldığında, sadece bir cinayet değil, aynı zamanda bir cenazeye işkence yaparak, toplumu dehşete düşüren bir eylem de söz konusu. Cenazenin bulunduğu dereye taşlar konarak, cesedin üzerindeki deliller yok edilmeye çalışıldı. Ve bütün bu korkunç süreç, ancak görüntülerle tespit edilen Nevzat Bahtiyar’ın itirafı ile gün yüzüne çıktı. Yalnızca delillerin ortaya çıkması sayesinde suçunu kabul eden bir kişi, aslında bir itirafçıdan çok, suçu örtbas etmeye çalışan bir faildir.
Ancak adaletin, suçun ve failin büyüklüğüyle doğru orantılı olması gerekir. Narin’in ölümüne ve cenazesine yapılan işkencelere karışan Bahtiyar’a verilen 4 yıl 6 aylık ceza, bu orantıyı sağlamaktan çok uzaktadır. Adaletin bir numaralı ilkesinin ihlal edildiği ve suçların toplumda bırakacağı kalıcı yaraların göz ardı edildiği bir durumda, 4 yıl hapis cezası, suçluyu adeta ödüllendiren bir karar gibi görünmektedir. Eğer adalet, sadece verilen cezanın suçla ne kadar orantılı olduğuna bakarak sağlanacaksa, Bahtiyar’a verilen bu ceza, bu davanın çözüme kavuşmasından çok uzak olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, Narin Güran'ın ölümünden sorumlu olan kişilerin cezaları, sadece eylemleriyle değil, o eylemlerin toplumda yaratacağı tahribatla da değerlendirilmelidir. Nevzat Bahtiyar’a verilen ceza, hem hukukun hem de toplum vicdanının derin yaralarına çare olmayacaktır. Bu davada adaletin sağlanması, Narin gibi masum bir çocuğun haklarının korunması, tüm toplumun sorumluluğundadır.