Kürtçe, tarih boyunca çeşitli baskılara maruz kalmış, ancak bu baskılara rağmen varlığını ve direncini korumuş bir dil. Son yıllarda, Kürtçe'nin eğitim sistemine dahil edilmesi yönünde bazı adımlar atıldıysa da, ne yazık ki bu adımlar yeterli olmaktan çok uzak. Özellikle Kürtçe öğretmen atamalarının yetersizliği, Kürtçe eğitimin önündeki en büyük engellerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Öncelikle, Kürtçe'nin eğitimdeki yeri ve önemi üzerinde durmak gerekiyor. Anadilinde eğitim, bireyin kültürel kimliğini ve kişisel gelişimini destekleyen temel unsurlardan biridir. Ancak, devletin Kürt diline yönelik politikaları, bu temel hakkın yeterince tanınmadığını gösteriyor. Kürtçe'nin resmi dil olarak kabul edilmemesi ve eğitim sisteminde yeterince yer bulamaması, dilin gelişimini ve yaygınlaşmasını ciddi anlamda engelliyor.
Kürtçe öğretmen atamalarının azlığı, bu alandaki en büyük problemlerden biri. Her yıl binlerce Kürtçe öğretmen adayı, atama beklerken hayal kırıklığına uğruyor. Kürtçe öğretmenlerinin sayısının yetersiz olması, mevcut eğitim kurumlarında Kürtçe derslerin verilmesini imkansız hale getiriyor.
Bu durumun temel nedeni, devletin Kürt diline yönelik politikaları, bu dilin eğitim sisteminde yer almasını sınırlıyor. Kürtçe öğretmen atamaları, diğer branşlara göre oldukça düşük seviyelerde tutuluyor ve bu da Kürtçe eğitiminin yaygınlaşmasını engelliyor.
Devletin, Kürt diline yönelik bu tutumunu değiştirmesi ve Kürtçe eğitimi desteklemesi gerekmektedir. Öncelikle, Kürtçe öğretmen atamalarının artırılması şart. Yeterli sayıda öğretmenin atanması, Kürtçe derslerin etkin bir şekilde verilmesini sağlayacaktır. Bunun yanı sıra, Kürtçe eğitim materyallerinin geliştirilmesi ve öğretmenlerin bu materyallere erişiminin sağlanması da önemlidir.
Ayrıca, Kürtçe'nin eğitimdeki yerinin güçlendirilmesi için devletin bu dili resmi olarak tanıması ve koruma altına alması gerekmektedir. Anadilinde eğitim hakkının tanınması, sadece bireysel bir hak değil, aynı zamanda toplumsal bir gerekliliktir. Bu hakkın tanınması, Kürtçe'nin ve dolayısıyla Kürt kültürünün korunmasına ve gelişmesine katkıda bulunacaktır.
Sonuç olarak, devletin Kürt diline yönelik politikalarının değişmesi ve Kürtçe öğretmen atamalarının artırılması gerekmektedir. Bu adımlar, Kürtçe eğitiminin önündeki engelleri kaldıracak ve dilin geleceği için umut verici bir başlangıç olacaktır. Kürtçe, sadece bir dil değil, aynı zamanda bir kültürün ve kimliğin taşıyıcısıdır. Onu korumak ve geliştirmek, hepimizin ortak sorumluluğudur.