Veli Beysülen


İktidar Oyun İçinde Oyun Oynuyor!

.


“Bu noktada ülke liderliği birikimi ve dünyadaki güçlü ve birçok konuda öncü siyasi etkisi açısından Türkiye’nin büyük bir değeri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 2028 seçimlerinde son kez adaylık yolu açmak bu istisnai durumlardan sayılabilir. Cumhur İttifakı'nın bu konuda bir kararlılık göstereceği şimdiden bellidir. Mecliste bu yönde güçlü bir eğilim oluşabileceği de öngörülebilir. Fakat olağan gidişatta bu hususun 2027 yılının sonlarına doğru gündeme gelmesi beklenir. Dolayısıyla bu konu da henüz zamanının gelmediği açıktır.” Bu paragraf, 3 Temmuz 2024 tarihinde AA internet sitesinde erken seçim tartışmalarına karşı, “Analiz” başlıklı bir yazı kaleme alan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum’un yazısından. Kuşkusuz yazı, iktidarın gelecek projeksiyonuna dair önemli ipuçları veriyor.
 
Erken seçim veya Uçum’un kendi ifadesiyle, seçimlerin yenilenmesi gibi konuların işlendiği, yazının yukarıya aldığım paragrafından da anlaşılacağı gibi İktidar Blok’u (Cumhur İttifakı) Anayasanın bir kişinin ancak iki defa aday olabileceği hükmüne rağmen, 3. Defa aday olan ve seçilen AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 4. Kez aday olabilmesinin yol ve yöntemlerini bulmanın peşindedir.
 
Bu konu önemli, ancak öncelikle Uçum’un, erken seçim tartışmalarına karşı getirdiği yorumu irdelemekte yarar var. Zira ancak bunu yaptıktan sonra, iktidar Blok’unun Cumhurbaşkanının yeniden aday olabilmesinin yolunu açmak üzere, neler yapmayı hedeflemiş olabileceğine ve bunun için hangi yol ve yöntemlere başvurabileceğine dair değerlendirme yapmak mümkündür.   
 
Uçum, 24 Haziran 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistem’ine geçildikten sonra, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerin ardından muhalefetin erken seçim talebini gündeme getirdiğini belirttiği yazısında, bu tartışmalar sırasında “parlamenter sistem tecrübesiyle başkanlık sisteminde erken seçim beklentisine girmenin gerçekçi olmadığı”nın defalarca ifade edildiğini vurguluyor. Uçum’a göre yeni sistemde erken seçim yok seçimlerin yenilenmesi var. 18 Haziran 2023’te yapılması gereken Cumhurbaşkanı ve Milletvekili genel seçimlerinin, bayram ve mevsim şartlarından dolayı bir ay öne alınarak 14 Mayıs 2023’te yapılmasını örnek veren Uçum, bu bir erken seçim değil, seçimlerin teknik sebeplerle bir ay kadar öne alınarak normal döneminde yapılması olduğunu belirtiyor. Uçum burada seçimler erken yapıldı dememek için, bilinçli olarak döneminde yapıldı diyor ve seçimlerin yenilendiğini vurgulamak istiyor. Benim bildiğim, bu saate kadar hiç kimse bu bir erken seçimdir demedi. Peki o zaman Uçum neden? Seçimin erkene alınmadığını döneminde yapıldığını söyleme gereği duyuyor.
 
Anayasanın 101. Maddesinin ikinci fıkrası, bir kişinin ancak iki sefer Cumhurbaşkanı seçilebileceğini hüküm altına almışken son fıkrası ise “Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir.” Demektedir. Buna uygun olarak 19.01.2012 tarihinde TBMM’de kabul edilen ve 26.01.2012 tarih ve 28158 sayılı Resmî Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Kanunun “Seçim dönemi, seçim döneminin başlangıcı ve seçimlerin tamamlanması” başlıklı üçüncü maddesinin ikinci fıkrası: “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” Bu fıkranın ikinci kısmı Anayasanın 101. Maddesi ile çelişiyor. Zira maddenin ikinci fıkrası bir kişinin ancak iki sefer Cumhurbaşkanı seçilebileceğini hüküm altına alırken son fıkrası ise “Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir” diyor. Burada dikkatle üzerinde durulması gereken husus cümlenin içinde “diğer” kelimesinin kullanılmış olmasıdır. Zira “diğer” kelimesi anayasa ile kesin belirlenmiş süre dışında kalan hususlarla ilgili düzenleme yapılabileceği anlamında kullanılmıştır. Dolayısıyla kanunla süreyi esnetmek madde ile çelişmektir.
 
Görüldüğü gibi gerek anayasanın 101. Maddesi gerekse Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu bir kişinin ancak iki dönem için Cumhurbaşkanı seçilebileceğini hüküm altına almışlardır. Ancak kanunda yer alan “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” düzenlemesini gözden kaçırmamak önemlidir. Zira burada seçimlerin erkene alınması demiyor, seçimlerin yenilenmesi diyor. Peki hangi seçimler yenilenecek, yenileme için bir süre neden yok? Bu düzenleme ile yenilenme seçimler geçtikten altı ay, bir yıl, iki yıl sonra hatta seçim tarihine bir ay kala da olabilir. Nitekim Mehmet Uçum yazısında, 2023 seçimlerinin teknik nedenlerle bir ay erkene alınarak yenilendiğini belirtiyor. Demek oluyor ki 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçim 5 yıllık sürenin bitmesine bir ay kala yenilenmiştir. Bu seçimlerin dönem içinde yenilenmesinde süre bakımından esneklik olması, teknik olarak sorunlu bir düzenlemedir.  

Kuşku yok ki bu düzenleme, 5 yılda bir yapılan seçimler yapıldıktan 4 yıl 11 ay sonra, Meclis’in seçimlerin yenilemesine karar vermesi ile Cumhurbaşkanına bir dönem daha seçilme hakkı tanıyan bir düzenlemedir. Daha açık bir ifade ile iki dönemini doldurmakta olan Cumhurbaşkanına, Anayasanın 101. Maddesinde olmayan bir hak kanunla tanınmış ve bir tam dönem daha görevde kalma imkanı sağlanmıştır. Daha açık bir ifade ile anayasanın 101. maddesi işlevsiz hale getirilmiştir.
 
Öte yandan üzerinde durulması gereken husus, Mehmet Uçum’un yazısında üstüne basa basa yeni sistemde erken seçime değil, seçimlerin yenilenmesine karar verilebileceğini belirtmesidir. Zira seçimlerin yenilenmesi, ikinci dönemde süresini tamamlamamış olan Cumhurbaşkanının dönemini tamamlamasına imkan tanınmasıdır. O zaman burada akla şöyle bir soru geliyor. Bu Madde seçilen Cumhurbaşkanının anayasanın kendisine tanıdığı iki dönem görev yapma hakkının korunması amaçlı ise ve seçim yenileniyorsa, yenilemenin süresi dönem sonu ile sınırlı olması gerekmez mi? diyelim ki seçim yapıldıktan 2 yıl sonra meclis seçimlerin yenilenmesine karar verdi ve seçimler yapıldı. Seçimin başlangıç tarihi 2 yıl önce yapılan seçimin yapıldığı tarih bitiş tarihi ise bu başlangıç tarihinden itibaren 5 yıl sürenin dolduğu tarih olması gerekmez mi? teknik olarak yenileme bir öncekinin devamı değil mi?   
 
Elbette ben hukukçu değilim bence konu, Uçum’un yazısından sonra hukukçuların özellikle anayasa hukukçularının tartışması gereken bir konudur. Zira Uçum çok açık bir şekilde hem yeni bir dönemi başlatacak olan erken seçimi reddediyor hem de seçimlerin yenilenmesinden dolayı bitmemiş dönem için, Cumhurbaşkanına yeniden aday olma hakkı tanınmıştır diyor. Halbuki anayasaya göre dönem bitmemişte olsa Cumhurbaşkanının aday olmaması gerekir. Bura da hukuki kargaşa ile mevcut Cumhurbaşkanını görevde tutmanın alt yapısı oluşturulmuş ve kişiye özel kanun yapılmıştır. 
 
Yazının girişine aldığım paragraftan da anlaşılacağı üzere, Uçum’un yazısında konuyla ilgili değerlendirme yaparken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 2028 yılında yeniden aday olma yolunun açılmasının önemine dikkat çekmesi, iktidar blokunun, daha özgürlükçü bir anayasa söylemiyle başlattığı yeni anayasa çalışması ile sözde yumuşama politikasının asıl hedefinin, Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesinin yolunu açmak olduğunu gösteriyor. Bir başka deyişle iktidar taktiksel adımlarla muhalefeti Erdoğan’ın adaylığına ışık yakacak pozisyona çekmek istiyor.
 
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir süredir erken seçim çağrısı yapıyor ve Erdoğan kendisine güveniyorsa, seçim kararını mecliste alalım kendisi de aday olsun yarışalım diyor. Ancak Özel, mümkün olan en kısa zamanda bir erken seçim istiyor ve Erdoğan’ın adaylığına itiraz etmiyor. Elbette Özel‘in bu önerisi gerek iktidar bloku gerekse Erdoğan açısından seçimi kaybetme riski taşıyor. Dolayısıyla bu öneriyi kabul etmeleri kolay değil. Dikkat ettiyseniz, Mehmet Uçum’da zaman daha erken diyor ve 2027 yılında buna dair adımların atılabileceğini belirtiyor. Zira İktidar bloku, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazın sefalete mahkûm ettiği emekçi çoğunluğun, desteğini alamayacağını ve seçimi kaybedeceğini düşünüyor. Bu nedenle, süreyi mümkün olduğunca sonuna kadar kullanmak istiyor.
 
Muhalefetin, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Hukuk Politikaları Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Uçum’un, Erdoğan'ın adaylığının önünün açılması için “Mecliste bu yönde güçlü bir eğilim oluşabileceği de öngörülebilir.” Cümlesini iyi okuması gerekir. Çünkü Uçum bu cümlesi ile Mecliste bu yönde bir çalışmanın olduğunu veya olacağını ilan ediyor. O zaman başta ana muhalefet partisi, muhalefet partilerinin, seçimlerin erkene alınması için, iktidar üzerinde toplumsal baskıyı arttırmaları gerekir. Zira başta emekliler ile asgari ücretli çalışanlar olmak üzere, toplumun emekçi büyük çoğunluğu, bırakın insanca yaşamayı, günlük ihtiyaçlarını karşılayamıyor ve toplum açlık riski ile karşı karşıya. Dolayısıyla, iktidarın toplumsal desteği en dip noktaya inmiş bulunuyor. Muhalefet, Türkiye'de uzun yıllar Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış Süleyman Demirel'in, “Boş tencerenin götürmeyeceği iktidar yoktur” sözünü unutmamalı ve seçimin bir an önce yapılması için, iktidar üzerinde baskı oluşturmalıdır. Kısacası muhalefet, iktidarın meclis aritmetiğini değiştirmek üzere, oyun içinde oyun oynamasına zaman bırakmamalı!
                                            

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.