Ercan Çağlayan

Tarih: 31.07.2024 00:01

Geleceğimiz Kırmızı Işıkta

Facebook Twitter Linked-in

Önceki gece saat 02:00 sıralarında, Şanlıurfa'dan Diyarbakır'a dönerken, trafik ışıklarında dilenen 13-14 yaşlarında bir çocuğa denk geldim. Bu sahne, ne yazık ki ülkemizin birçok köşesinde sıkça rastlanan bir durum haline geldi. Her defasında içimi acıtan, vicdanımı sızlatan bir manzara olarak karşımda duruyor.

Bu çocuklar neden sokaklarda? Neden gece yarısı, yaşlarına uygun olmayan bir şekilde dileniyorlar? Bu sorulara cevap bulmak, toplum olarak yüzleşmemiz gereken acı gerçekleri ortaya koyuyor.

Çocukların sokakta dilenmesi, birçok olumsuzluğun göstergesi. Öncelikle, bu durum ailelerin ekonomik zorluklarıyla doğrudan bağlantılı. Yetersiz gelir, işsizlik ve yoksulluk gibi faktörler, aileleri çocuklarını çalıştırmak veya dilendirmek zorunda bırakıyor. Bu çocuklar, okulda olmaları gerekirken, sokaklarda hayatlarını tehlikeye atarak para kazanmaya çalışıyorlar.

Eğitimden mahrum kalan bu çocuklar, gelecekte de yoksulluğun kısır döngüsünden çıkamayacaklar. Oysaki eğitim, bir toplumun en büyük yatırımıdır. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın, sokaklarda değil, okullarda olmaları gerekiyor. Eğitimden yoksun kalan her çocuk, ülkemizin kaybolan bir değeridir.

Ancak bu çocuklar sadece eğitimden değil, çocukluklarından da mahrum kalıyorlar. Gecenin bir yarısı, tehlikelerle dolu sokaklarda, soğuk asfaltın üzerinde minicik elleriyle hayatta kalmaya çalışıyorlar. Her bir kırmızı ışıkta, yürek burkan bir hikaye ile karşı karşıyayız. Bu çocuklar, hayallerini değil, karınlarını doyurmak için mücadele ediyor.

Kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilme riski, sokaklarda yaşanan kazalar ve sağlık sorunları, bu çocukların her an maruz kalabileceği tehlikelerden sadece birkaçı. Çocuk yaşta omuzlarına binen bu ağır yük, onların hayatlarını karartıyor. Devletin ve sivil toplum kuruluşlarının, bu çocukları koruma altına alması ve onlara güvenli bir gelecek sağlaması şart.

Toplum olarak da bu konuda sorumluluk almalıyız. Çocuk işçiliği ve dilenciliğine göz yummamak, bu durumu normalleştirmemek gerekiyor. Yetkililere bu konuda baskı yaparak, çocukların sokaklardan kurtarılması ve eğitimlerine devam etmeleri için gerekli adımların atılmasını talep etmeliyiz.

Sonuç olarak, sokaklarda dilenen her çocuk, hepimizin vicdanına dokunan bir yaradır. Bu yara, ancak toplumun tüm kesimlerinin el ele vererek atacağı adımlarla iyileşebilir. Geleceğimiz olan çocuklarımızı korumak, onlara daha iyi bir gelecek sunmak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Geleceğimizin kırmızı ışıkta değil, aydınlık yarınlarda olması dileğiyle.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —