Ercan Çağlayan

Tarih: 10.01.2024 05:28

Gazetecilerin güvenliği: Basın özgürlüğü krizi!

Facebook Twitter Linked-in

Dünya genelinde, basın özgürlüğü adına endişe verici bir süreç yaşanıyor. Sansür, baskı ve tehditlerle mücadele eden gazeteciler, haber yapma özgürlüğünden giderek daha fazla mahrum kalıyor. Bu da  basın özgürlüğünde derin bir krizin işaretçisi.

Özellikle son zamanlarda yakın tarihimizde yaşanan olaylar, bu krizin vahim boyutlarını daha net bir şekilde gözler önüne seriyor. İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılar, gazetecilerin yaşadığı zorlukları ve riskleri bir kez daha gözler önüne serdi. 7 Ekim'den bu yana devam eden bu saldırılarda, 100'ün üzerinde gazeteci meslektaşımız, görevlerini yaparken öldürülerek hayatını kaybetti.

Gazetecilerin görevlerini yerine getirirken öldürülmesi, İnsan hakları ve basın özgürlüğü açısından büyük bir sorun ve krizi temsil ederken, bu tür olaylar karşısında uluslararası düzeyde gereken tepkilerin ve sesin yeterince yükselmediği gerçeği de, gazetecilerin kanayan yarasına tuz olmaktadır. 

Oysa devletlerin basın özgürlüğünü korumak ve desteklemek için üstlenmesi gereken sorumlulukları vardır. Basın özgürlüğünü güvence altına alan yasaların varlığı, yasal ve kurumsal desteğin sağlanması devletlerin ödevidir. 

Nitekim, devletler gazetecileri öldürmekle değil, güvenliklerini sağlamakla yükümlüdür. Bu husus, demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesi, toplumun bilgiye erişiminin güvence altına alınması açısından kritik öneme sahiptir. Sansür ve baskıya karşı ise, gazetecilere yönelik güvenlik önlemleri, halkın Bilgi erişim hakkı, ifade özgürlüğünün korunması gibi koruyucu önlemlerin alınması da basın özgürlüğünü güvence altına almak için gerekli tedbirlerdir.

  Bu görev ve sorumlulukların yerine getirilmemesi durumunda yani basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda, insanlar gerçeklerden uzaklaşır, bilgiye erişimde kısıtlamalar yaşanır ve demokrasinin işleyişi zayıflar. Bu nedenle, basın özgürlüğü ve gazetecilerin güvenliği, demokratik bir toplumun sağlıklı işleyişi ve toplumun bilgiye erişimi için hayati öneme sahiptir.

İfade ve basın özgürlüğünün güvence altında olduğu, sansürsüz bir meslek yaşamı ümidiyle tüm meslektaşlarımın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlarım.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —