Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden tam iki yıl geçti. Ama o kadar zaman geçmesine rağmen hala aynı soruları soruyoruz: Hani o depreme hazırlık? Hani o vatandaşa verilen sözler? Hani o "hemen yapılacak" dediğiniz konutlar? Her şey gibi, depreme karşı da hazırlıksız yakalandık.
6 Şubat 2023'te olanlar aklımızdan hiç çıkmadı. Bir anda yıkılan şehirler, enkaz altında kalan insanlar, çaresiz yardım bekleyenler... Depremde resmi rakamlara göre 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti, 518 bin bina yerle bir oldu. Yani ortada büyük bir felaket vardı. Ama o günden bugüne, bu felaketi yaşatan ihmallerin ve eksikliklerin üstü örtülmeye çalışıldı. İnsanlar göç etmek zorunda kaldı, 2 milyon insanın hayatı değişti. O kadar büyük bir yıkımdan sonra, hala konteynerlerde kalan insanlar var, üstelik kışın gelişiyle birlikte, o konteynerler birer ölüm kutusuna dönüşüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023'te 650 bin konut yapılacak demişti. Ama o vaat edilen konutların ne kadarı teslim edildi? Şu an elimizde sadece 201 bin 431 bağımsız birim var. Evet, 2 yıl geçmiş ama ortada bir şey yok. 650 bin konutun yerine, depremzedeler hala konteynerlerde, çadırlarda yaşamaya çalışıyor. Kışın yağmur, su baskınları, soğuk derken yaşam şartları iyice dayanılmaz hale geldi.
Ve bir de o çok konuşulan deprem vergisi var. 99 depreminden sonra “deprem vergisi” diye bir şey çıktı, sonra bunun kalıcı olması için her türlü düzenleme yapıldı. Peki, bu paralar nereye gitti? Bir yanda her ay vergiler toplanırken, diğer yanda deprem bölgesinde evsiz insanlar var. Herkesin cebinden çıkan paralar, deprem için kullanılmadı. Hani o “deprem güvenli şehirler”? Hani o “güçlü binalar”? Deprem vergisiyle ne yapıldı? Soruların cevapsız kalması, aslında her şeyi anlatıyor.
Binaların sağlam olmadığı, müteahhitlerin işini düzgün yapmadığı, denetimlerin yapılmadığı açığa çıktı. Yani sadece deprem değil, bu ülkenin yetersiz yapıları, denetimsizlikleri de büyük bir felaketin nedeni. Kolon kesen, malzeme çalan müteahhitler, sorumsuzca binalar inşa edenler hala yüzümüzü güldürmüyor. Şimdi, iki yıl sonra, hiç bir şey değişmemiş gibi yine vaatler veriliyor ama halkın sabrı tükenmiş durumda.
Deprem sadece doğanın bir olayı değil, aynı zamanda insanların da yaptığı hataların sonucu. Bu hataların bedelini, felakete uğrayan insanlar ödüyor. O yüzden bu felaketi bir daha yaşamamak için artık gerçekten bir şeyler yapmalı. Şeffaflık, denetim, doğru planlamalar bu ülkenin geleceği için şart.
Şimdi, 53 bin 537 kişi gitti, kalanların hayatları darmadağın oldu. İki yıl geçmesine rağmen hala konut yok, hala insanlar evsiz, hala yaralar sarılmadı. Deprem vergilerini, alınan paraları, yapılan yanlışları sormaya devam edeceğiz. Çünkü bu soruların cevabını öğrenene kadar, bu acılar bitmeyecek.