Merhaba Sevgili okurlarım.
Doğunun Parisi diye adlandırılan Kadim kentim.
Otuz üç medeniyete tanıklık eden, yüzyıllardır dimdik ayakta duran Surlarıyla, kültürüyle, sanatıyla, dünyaya isimlerini duyuran edebiyatçılarıyla, türkü, kürdü ,ermenisi, çerkezi, süryanisiyle beraber kardeşçe yaşayan halkın şehri…
Mezopotamya’nın bağrında kurulmuş antik bir şehir.
Evet Sevgili okurlarım Diyarbekir, Diyarbakır, Amid ,Amida, Amed diye adlandırılan bu şehir şuan yaklaşık iki milyon insanı barındırıyor.
Bu kadar insanı barındıran bu koca metropol şehirde maalesef en çok yaşanan sorunlardan biride ulaşım sorunu.
2012 yılında raylı sisteme geçmesi gerekirken devlet erkanlarının trafik sıkıntısının o yıllarda fazla yaşandığını görmemişlerdir. Diyarbakır şehri 2025 yılında trafikte maalesef çok sıkıntıda.
Trafikte yaşanan bitmek bilmeyen kaoslu durumlar şehri resmen yaşanmaz hale getirmiştir. Ve bu metropol şehir şuan yaşanılan trafik sıkıntılarından dolayı trafik kazalarının çok yaşandığı bir şehirdir.
Vatandaşın en çok şikayet ettiği sorunlardan en büyüğüdür.
Aslında Büyükşehir Belediyesinin şuan üstünde çalıştığı raylı sisteme geçilmesi en kısa zaman diliminde olması gereken bir çözümdür.
Tramvay sistemi şu Diyarbakır’ımıza bir gelse…
Nefes alınsa…
Ahhhh bi gelse!
Ahhhhh …..
Dağkapı semtinden Gazi Yaşargil Araştırma hastanesine kadar bir saat yirmi dakikalık yol sürüyor( trafik normal seyrinde giderse bu saat diliminde ) tabiki.
Raylı sisteme geçilirse Dağkapı semtinden Gazi Yaşargil Araştırma hastanesine sadece 37 dakikada gidilecek. Sevgili okurlarım aradaki zaman dilimi ne kadar fazla değil mi?
Trafik nefes alacak.
İnsanlar rahatlayacak.
Hasta insanlar hastaneye rahat gidecek .
O güzergahı kullanan vatandaşlar gidecekleri yerlere rahatlıkla gidebileceklerdir.
Bu güzergahta yirmi durak olacaktır.
Günde tahminen yetmişbeş bin insan bu raylı sistemle gidip gelecektir. Hastaneye giden hastası olan işine giden okuluna giden vs. vs. vatandaşlar rahat rahat işlerini halledeceklerdir.
Ama gelin görün ki!
Hala bu raylı sisteme devlet erkanlarımız tarafından hala onay çıkmadığını duyuyoruz. Bu metropol şehirde yaşayan bir kadın veya vatandaş olarak bu durum bizleri de endişelendirmeye başladı .
Tüm yetkililere seslenmek bizim vatandaşlık görevimizdir.
Bu koca şehir hatta yıllardır doğunun Parisi dediğimiz metropol şehrimiz bir tramvay ı bu şehirde haketmiyor mu?
Trafikteki yaşanılan aksaklıkların bir kısmının çözüleceğini devlet erkanı yetkililerimiz farketmiyor mu?
Bu kadim şehir bir tramvayı haketmiyor mu?
Ediyor değil mi?
Hemde yıllar önceden bu şehir hakediyor.
Hadi şöyle düşünelim .
Geçen yıllarımız olsun .
Şimdi bu şehrin halkı trafikte biraz nefes almayı, rahat rahat gidip gelmeyi çoktan hakediyor.
Biz bu şehrin havasını suyunu Fırat nehrinin Dicle nehri ile birleştiği Mezopotamya ‘nın geniş topraklarında yaşayan insanlarının nefes almasını canı gönülden istiyoruz.
Lütfen duyun sesimizi.
Bu şehrin GAP gezilerinde tüm yerli yabancı turistlerin överek beğendiği bu kadim şehrin insanlarının seslerini işitin lütfen.
Trafik canavarı daha birçok insanımızı yollarda öldürmeden bu işe bir çözüm üretiniz.
Bu şehrin hakettiği Raylı sistemi lütfen sizde bu şehrin insanına çok görmeyiniz.
Sevgili okurlarım bu yazım bir farkındalık yazısı olsun istedim.
Bu yazım bir ses duyurma yazısı olsun diye düşündüm.
Bu yazım bu şehrin hakettiği her güzelliğine bir an önce kavuşma yazısı olsun diye severek yazmak istedim.
Sevgim sizlere dedim, saygımı bu şehri kim kalkındırmak için elinden geleni yapıyorsa onlara olsun diye seslendim.
Son sözüm;
Belki bir balıkçının dediği gibidir herşey.
HAYDİ RASTGELE
