Konuyla ilgili olarak HDP Genel Merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan, HDP Batman Milletvekili, Mehmet Rüştü Tiryaki, "Olağan koşullarda yapılacak seçimlere 6 aydan kısa bir süre kaldı. Daha erken bir seçimin yapılması tartışması sürüyor. Bugün de iktidarın küçük ortağının böyle bir çağrısı olduğunu gördük. Yargıtay cumhuriyet başsavcısının seçimlere müdahale anlamına gelecek, seçim yarışının adil bir biçimde yürütülmesinin önüne geçecek bir talepte bulunmuş oldu. Bu talep de ikitdarın küçük ortağının çağrısı üzerine yürütüldü.Hem siyasal olarak seçimlere müdahale hem de anti demokratik bir uygulama anlamına geldiğini söyledik. Hukuksal olarak dayanaktan yoksun olduğunu söyledik. Bu sabah AYM’ye resmi olarak başvuruda bulunduk ve bir dizi talebimiz oldu. Bu taleplerin ne olduğunu da birazdan paylaşacağız. Bu davanın açılması, Türkiye’de zaten sınırlı olan demokrasiye bir müdahale anlamına geliyor. Bugün seçimlerin arifesinde HDP’nin hazine yardımının kesilmesi ya da hesaplarının bloke edilmesi de doğrudan müdahale anlamına geliyor. Umarın AYM bu talebi incelemeden reddeder, aksi bir karar AYM’nin seçimlere müdahale etmesi anlamına gelecektir. " dedi
ANAYASA 669/7 AÇIK,KAPATMA DAVASI SÜRERKEN HESAPLARA BLOKE KONULMASI TALEP EDİLEMEZ
Kapatma davası sürerken hesaplara bloke konulmasının talep edilemez olduğunu söyleyen HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Özdoğan da şunları söyledi: "Halkların Demokratik Partisi için yürüyen kapatma davası gelinen aşama itibariyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebi, zaten siyasi bir süreç olarak tanımladığımız iddiamızın altını kalın bir şekilde çizmiş oldu. Vekilimizin de söylediği gibi bir seçim sürecindeyiz ve HDP'ye yönelik kapatma davası yanı sıra siyasetçilerin halen tutuklu olması Kobanî davasında gelinen süreçte iktidar HDP’nin olmadığı bir seçim süreci istemektedir. Bunu da yargıtay cumhuriyet başsavcısının eliyle yapmak istemektedir. Biz hep söyledik, yargı siyasetin aracı olmasın, siyasetin eli olmasın. Kapatma davası ne yazık ki birçok başlıkta basınla paylaşılan ve bizim sonradan duyduğumuz bir şekilde gerçekleşiyor. Seçimi kazanmanın aracı haline dönüştürülmüş durumunda. Başsavcılık hukuksal bir merci, hukuksal mevzuatı bilmeyen bir kurum değil, mevcut yasada, anayasada kapatma davası sürerken bir partinin hesaplarına bloke konulması ya da hesaplarının kesilmesi söz konusu olamaz. Anayasa 69/7 açık. Başsavcılık bu maddeyi bilmektedir ve bunu bile bile siyasetçilerin açıklamalarının akabinde bir talepte bulunmaktadır. Siyasetçilerin açıklamalarını takip eden bir Yargıtay Başsavcılığıyla karşı karşıyayız. Hukuksal süreçleri değil siyaseti veri alan bir Başsavcılık var karşımızda. HDP gibi güçlü bir siyasi gelenek elbette yardımlarla, hazineden alınan paralarla kurulmadı. Halkın emeği ve mücadelesiyle kurulan bir partidir. Hazine yardımı da hak edilen meşru bir haktır. Partiye yönelik sopa gösterme politikası karşılık bulmayacaktır. Elbette HDP ve HDP siyaseti devam edecektir."
“BU TALEBİN HUKUKSAL BİR YÖNÜ BULUNMUYOR”
Hesaplara bloke konulması talebinin hukuksal bir yönünün bulunmadığını söyleyen Avukat Özgür Erol ise şunları söyledi: "Bu iki yıldır süren kapatma davası periyodunda HDP’ye dönük ciddi bir siyasi kampanyanın yürütüldüğüne tanık olduk. Bu siyasi kampanya çeşitli gerekçelerle örülmeye çalışıldı. Geldiğimiz bu noktada HDP’nin hazine yardımı alacağı hesaplara bloke konulması talebi artık son noktayı ifade ediyor. Hukuksal bir yönü bulunmayan bir talep. Mart 2021’deki ilk iddianamede bu talep öne sürüldü ama iddianame reddedildi, Haziran 2021’deki iddianamede bu talep yenilendi ve AYM tarafından reddedildi. Aradan geçen bir buçuk yıldan sonra davada ne tür yeni bir durum oldu da başsavcılık bu talebi yenileme gereği duydu? Yeni olan tek şey seçim sürecine gelinmiş olması. Yasal veya anayasal bir temeli olmayan bu talebi incelenmeksizin reddini talep ettik."