EMEK HABER - 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında rapor yayımlayan Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, 2025 yılının hem Türkiye genelinde hem de Diyarbakır’da kadınlar açısından şiddetin en yoğun yaşandığı yıllardan biri olduğunu açıkladı. Açıklamayı Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi İrem İlhan okudu.
Raporda, şehirde yaşanan şiddetin görünürlüğünün ve çeşitliliğinin arttığına dikkat çekilerek İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış, cezasızlık politikaları, ekonomik kriz ve toplumsal gerilimin şiddeti derinleştirdiği vurgulandı.
'Şiddetin niteliği sertleşti'
Paylaşılan verilere göre;
– Psikolojik şiddet yüzde 27,
– Ekonomik şiddet ise yüzde 44 arttı.
Fiziksel ve cinsel şiddetin hem sayısal hem de içerik bakımından ağırlaştığı belirtildi. Rapora göre kasten öldürmeye teşebbüs vakaları altı kat, intihara teşebbüs ise yedi kat arttı. Dijital şiddetin tehdit, takip, ifşa ve deepfake içerikleriyle genişlediği kaydedildi.
'Cezasızlık failleri cesaretlendiriyor'
İstanbul Sözleşmesi'nden çıkışın ardından haksız tahrik ve iyi hâl indirimlerinin rutinleştiği, delil toplama konusundaki isteksizlik ve cinsiyetçi yargı dilinin failleri cesaretlendirdiği ifade edildi.
Savaş, ekonomik kriz ve toplumsal çöküşün etkisi
Açıklamada, süregelen çatışma ortamının kadınların yaşamını doğrudan etkileyen bir baskı mekanizmasına dönüştüğü vurgulandı. Ekonomik krizin kadınları istihdamdan uzaklaştırdığı, bakım yükünü artırdığı ve ekonomik bağımlılığı derinleştirdiği kaydedildi.
İntihara teşebbüs vakalarındaki büyük artışın, görünmeyen bir halk sağlığı krizine işaret ettiği belirtildi.
Cezaevlerinde ağır hak ihlalleri
Raporda, Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kadın mahpuslara yönelik çift kelepçe, jandarma gözetiminde muayene, çıplak arama, ağır disiplin cezaları, iletişim hakkının engellenmesi, hijyen sorunları ve yetersiz beslenme gibi işkence niteliğindeki uygulamaların tespit edildiği ifade edildi.
Yerel başvurular: Sığınaklar son seçenek
Yerel yönetimlerin dayanışma merkezlerine yapılan başvuruların büyük çoğunluğunu psikolojik ve ekonomik şiddet oluşturdu. Kadınların ŞÖNİM sığınaklarını koşullar nedeniyle “son seçenek” olarak gördükleri belirtildi. İlçelerde adli yardımın yokluğu, Kürtçe hizmete erişimde yaşanan güçlükler ve kreş eksikliğinin kadınların destek mekanizmalarına erişimini sınırladığı aktarıldı.
Ağın çağrıları
Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı kamuoyuna şu çağrılarda bulundu:
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.